kadim dostlar
  DOSTLUK
 
Dost
Anadolu'nun bağrından, Orta Asya'nın ücra köşelerine dost sancağını taşıyanlara...
Dosttur, insanı umuda götüren. Dosttur, insanın gönlünde deryalar besleten. Dosttur insanı tesellî eden.
Bir sevgidir, bir aşktır. Bir in'ikastır, bir ışıktır, insibağdır dostluk. Onu ne birbirinden uzak mekanlar yok edebilir, ne de eskiyip giden zaman eritebilir...
Bir sevdadır, yüreklerin derûnunda gizli olan.
Bir rüyadır, uykularda dolaşan.
Bir vasıtadır, Yüce Rahman'a ulaştıran.
Aşkın ve muhabbetin aşınmayan yoludur; fedakarlıktır, diğergâmlıktır, cömertliktir, gözyaşıdır dostluk...
Zifiri karanlıklarda gönül sığınağıdır. Yıldızlarla el ele tutuşmak, ayla dertleşmektir.
dostluk, uzun süren ayrılıklarla kenetlenen, yükselen, sadece dostun geçeceği bir sidredir, bir Mi'raçtır.
Katıksız ekmeği düşünmeden paylaşmaktır; vermektir, istikbâl kaygısı çekmeden, ihtiyacı olduğu halde verebilmektir.
Gönülden gönüle feyz ırmağıdır, aşı olmaktır çorak, yorgun ve mahzun gönüllere...
Nazarlarında ferahlamaktır, kelâmında erimektir. Bir ricaya canları malları feda edebilmektir. Onun ayağına batan dikeni yüreğinde hissedebilmektir.
Çektiği acıları paylaşıp, onunla yapılan biata sadâkattir dostluk!..
Elinden, gönlünden istifade sunmaktır insanlığa, susuz çöllerde göklerden yağan rahmettir.
Soğuk, kabir gecelerini duasıyla ısıtmaktır.
Bir rüzgarın peşine takılıp, baharlar sunmaktır, virane kalblere...
Bir peygamber merhameti, bir anne kucağı, bir mürşid-i kâmil duâsıdır.
Akşama kadar çapa vuran ellerin gönüllere akseden nasırıdır. Helal lokmanın damla damla akışıdır alınlardan... Gemisini sabırsızlıkla, sabahlara kadar gözleri açık bekleyen limandır.
Hacer'in teslimiyet bağrından akan bir zemzemdir.
Ateşe atılırken teslimiyet ve naz kokan İbrahimliktir.
Âişe Humeyrâ olup, kıskanmaktır onu maziden ve istikbalden...
Haticetü'l- Kübrâ olup, huzur vermektir en zor gününde.
Bir Mus'ab olmaktır, fânî lezzetlere aldanmadan, Dost harcını yüklenip, aşk devletinin temellerini atmaktır Yesrib'e... Ve feda-ı can etmektir Uhud'da...
Peygamber çiçeği Fâtımatü'z-Zehrâ olmak, ahlâk-ı Muhammedîyi nesilden nesile taşımaktır.
Ebubekir olup, tasdîk etmek, "sıddîk" olmak, her an Peygamber nefesini içinde hissetmektir.
Ömeru'l-Faruk gibi bu yolun üçüncüsü olma heyecanıdır. "Dostunu hatırla!" denildiğinde yerlere atılıp, toprağa yüz sürüp, "Ömer de kimmiş ki, Onu unutsun!" diyebilmektir.
Her dâim, iki kaşı arasına onu nakşedip, onunla gezebilmektir. Onunla bakmak onunla görmektir.
Seherde nedamet gözyaşıyla yakaran bir dua olmaktır.
Şehidin sinesinde gömülü vuslat incisi olup, sıcacık kanıyla huzûra çıkmaktır.
 
  Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol